Migren
ISBN: 978-975-08-1852-3
Tekrar Baskı: 3. Baskı / 01.2020
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 09.2010
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Orijinal Adı | : Migraine, Revised and Expanded |
Sayfa Sayısı | : 402 |
Boyut | : 13.5 x 21 cm |
Tekrar Baskı | : 3. Baskı / 01.2020 |
Migren, tarihin başlangıcından beri bilinen ve en az iki bin yıldan beri tanımlanan bir hastalık. Doktorlar ve migren uzmanları migrenin ortaya çıkış biçimlerini, özellikle de nöbet öncesinde beliren ve halüsinojenlerin etkilerini andıran görsel sanrı ya da auraları yüzyıllardır hayretle incelemelerine rağmen, hakkında az şey biliyorlar.
Doktor Oliver Sacks Migren’de bu sanrıları ve beynin işleyişine dair ortaya koydukları gerçekleri, kaos teorisi ve sinirsel uyarım konusundaki son gelişmeleri de kullanarak açıklıyor. “Tuhaf bir cazibe merkezi” gibi davranıp sinir sistemini bir kargaşa içine çeken migren üzerinden, sinir sisteminin organizas-yonuna olduğu kadar, doğanın öz-örgütlü sistemlerine de bir bakış sunuyor. Bunların ötesinde, Sacks, farklı migren türleri ile nöbetlerin tetikleyicileri üzerinde duruyor ve migrenin bireylerin hayatında oynadığı önemli rolleri gösteriyor.
Vakaları ve çağrışımlarını, tıp disiplini dışında kalanlar için de ilginç ve anlaşılır hale getirmesiyle tanınan Oliver Sacks, karmaşık ve şaşırtıcı nörolojik vakalara insancıl bir bakış açısıyla yöneliyor. Migren’de yalnızca uzmanlara ve hastalıktan mustarip olanlara değil, hastalıkla hiç tanışmamış olanlara da ilgi çekici bir okuma sunuyor.
İlk sorunumuz belirleyici bir özellik olarak (yarım) baş ağrısını ima eden migren sözcüğünden kaynaklanmaktadır. Öncelikle, baş ağrısının migrenin asla tek belirtisi olmadığı ve migren ataklarının bir özelliği sayılmaması gerektiğinin söylenmesi gerekir. Migrenin her türlü özelliğini gösteren ancak baş ağrısı bileşeninin yer almadığı –klinik, fizyolojik, farmakolojik ve diğer– pek çok türünün üzerinde durma şansımız olacaktır. Migren sözcüğüne uzun zamandır kullanıldığı ve gelenekselleştiği için bağlı kalmalı ancak anlamını hiçbir sözlüğün alamayacağı sınırlara kadar genişletmeliyiz.
Çok çeşitli türde sendromlar migren kompleksi içinde yer alabilir ve bunlar birbiriyle üst üste gelebilir, iç içe girebilir ya da birbirine dönüşebilir. Bunların içinde en sık görüleni, ana belirti olan migren baş ağrısının etrafında toplanmış migrenöz belirtiler silsilesini kapsayan Basit Migren’dir (1. Bölüm). Baş ağrısı dışındaki belirtilerin baskın olduğu benzer klinik tabloya ise Migren Eşdeğerleri diyebiliriz ve bu başlık altında periyodik ve tekrarlayan bulantı–kusma ataklarını, karın ağrısını, ishali, ateşi, sersemlik halini, ruh hali değişikliklerini vb. toplayabiliriz (2. Bölüm). Bunlarla birlikte, migrenle uzaktan da olsa kesinlikle ilgili olan taşıt tutması, bayılma, vagal ataklar vb. gibi çeşitli atak ve tepki modellerinden de söz etmeliyiz.
Migren aurası denilen, ani ve dramatik gelişen o çok özel duruma da ayrı bir önem vermeliyiz. Auralar tek başlarına gelişebildiği gibi, baş ağrısı, bulantı ve migren kompleksinin diğer özelliklerinin öncüsü de olabilirler. Bu son durumda, bütün sendroma Klasik Migren denilmektedir (3. Bölüm).
Bir şekilde yukarıdaki sendromlardan ayrılan bir durum ise migrenin çok belirgin bir şekli olup daha önce çeşitli isimler verilmiş olan ancak en iyi Migrenöz Nevralji terimiyle tanımlanabilen sendromdur. Çok nadiren de olsa, basit ya da klasik migrenden sonra uzun süreli nörolojik hasarlar görülebilir: Bunlara Hemiplejik ya da Oftalmoplejik Migrenler denir. Bu ender değişkelerle bağlantılı olarak gerçek migreni taklit eden organik hastalıklara da Yalancı Migren konusunda değineceğiz (4. Bölüm).
Birinci Bölüm’de, bütün migren tiplerinde ortak olan bazı biçimsel özellikler, yani migrenin genel yapısı, alışageldiğimiz terimler kullanılarak tanımlanmaya çalışılacaktır.