Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi 10. Kitap
Yazar: Evliyâ Çelebi
Kategori: Edebiyat
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 1216 |
Boyut | : 13.5 x 21 cm |
Mısır – Sudan – Habeşistan – Somali – Cibuti – Kenya – Tanzanya (kutulu 2 cilt)
Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi’nin onuncu ve son cildi tamamen Afrika kıtasına ayrılmıştır. Hac seyahatinden Mısır’a döndüğünde Mısır’ın bütün şehirlerini gezip görmüştür. Nil Nehri’nin Mısır için ifade ettiği önemi gördükten sonra Mısır’ın hayatı ve can damarı olan Nil’in doğduğu yeri merak etmiş ve bu büyük nehri takip ederek ekvatora kadar gitmiştir. Dönüşte Sudan’dan Habeşistan’a, oradan Somali’ye geçmiş, buradan da sahili takip ederek Cibuti üzerinden tekrar Mısır’a gelmiştir. Afrika toplumları ve Mısır ile ilgili çok ilginç ve geniş bilgiler verir.
Bu ciltte gezdiği yerler (ülke olarak) Mısır, Sudan, Habeşistan (Eritre ve Etopya), Somali, Cibuti, Kenya ve Tanzanya’dır.
Evliyâ Çelebi bu seyahat boyunca, dünyanın en eski medeniyet merkezlerinden olan Mısır ve dolayısıyla Afrika’nın o günkü yerleşik yerleriyle ilgili geniş bilgiler vermiş ve dünya devletlerinin kısa bir özetini yapmıştır.
Garip hikâye
İmam Şâfiî, Bağdad ’dan gelip Mısır ’a ayak bastığında haramiler evini yağmalayıp bütün yazdığı teliflerini ve temize geçmemiş nice yüz cilt kitap olacak dağınık evrakını çalarlar. İmam Şâfiî perişan olup ömrünü verip yazdığı nefis kitaplarının ve büyük eserlerinin gittiğine üzülüp Sultan Muhammed-i Ekrad ’a varıp,
“Tez bir gaddar, hunhâr, katil bir adamı vali eyle” buyururlar.
Muhammed-i Ekrad hazretleri ricalarını kabul edip bir zorba adamı subaşı eder. O adam Mısır ’ın altını üstüne getirir. Meğer bir tedbirli, ileri görüşlü ve feraset sahibi adam imiş. Bir gece hanesinde mevlid edip bütün Mısır âlimlerini mevlûda davet eder. Sohbet sırasında subaşı,
“Ey şeyhler, işitmişsinizdir ki bizi İmam Şâfiî çerağ edip subaşı etti. Şimdi bizden rüşvet ister. Şâfiî mezhebinde böyle etmek helâl midir? Sizler Mısır ulemâsı olsanız gerek, bize bu zulmü reva görür müsüz?” diye sorunca meğer bütün Mısır ulemâsı İmam Şâfiî ’ye mezhep sahibi oluyor diye kinleri var imiş. Hemen Mısır uleması,
“Ey vali! Sakın bir akçe verme. Biz onun mezhebini kabul etmeziz. Eski mezhep Tefsîr-i Cerîrî sahibinindir. Biz onun ne kadar kitapları var ise çaldırdık. Birkaç günden sonra bütün eserlerini ateşte yakarız ve kendini de recm ederiz veya Sudan vilâyetine sürgün ederiz” dediler.
Subaşı nezaketle haberi alıp,
“Ey nakipler ve ey üstadlar! Siz mevlidi tamam edin, şimdi surre ve atiyelerinizi alırsız” diye şehri kol dolaşır bahanesine gidip doğru Sultan Muhammed-i Ekrad ’a varır, ulemalardan duyduğu sözleri bir bir söyler. O gece sultan da atlanıp bütün ulemâyı subaşı evinde hapsedip ulemânın evlerini basarlar. İmam Şâfiî ’nin bütün eserleri ve malları meydana çıkar. Sabah olunca padişah divanı kurulup subaşı eline İmam Şâfiî izniyle mutlak buyrultusu verip İmam Şâfiî ’nin karşısında olanların 200 suç işlemiş kimseleri katlederler. Ve 200 kadarı da tövbe edip İmam Şâfiî ’nin mezhebine geçip kurtulurlar.
Bu yüzden İmam Şâfiî ’nin kitapları ortaya çıkıp Şâfiî mezhebi de itibar buldu. Hâlâ Mısır subaşıları 300 eli nobutlu kavas ile ve 12 cellât ile her sabah subaşı kapısını açıp bütün hizmetkârları hazır olup duadan sonra,
“Pîr-perverimiz ve itibar sebebimiz Hazret-i İmam Şâfiî rahmetullahi aleyh” diye dua edip sonra taraf taraf gece ve gündüz dolaşarak hırsız, soyguncu, yankesici var ise elbette bulurlar, diğer bütün Mısır veled-i zinaları subaşıların defterindedir.
Subaşı elinde mutlak buyrultusu olsa ona vilâyet valisi derler. Bütün eşkıyalar ondan korkarlar. Zira ister suçlu ve ister suçsuz bir uygunsuzluk edeni bile katledip geçer gider. Âlemi ıslah için böyle adam katletmese Mısır fellahının zaptı raptı mümkün değildir.
70
Özellikle gözü sürmeli, eli tespihli, başı misvaklı vaiz ve nasihatçıları bile hırsız ve haramilere yardımcı ve yataktır.
Kısacası bütün şeraite aykırı şeyleri Mısır uleması işlerler. Hatta icâre-i tavîle adıyla bir vakfı 90 seneye bir herife satarlar. Oğul oğula miras mülkü olup bütün vakıfları bile böyle uğurlayıp [çalıp] nice bin dârülkurrâ, dârülhadis ve medreseleri hane eylemişler.
Hemen Mısır ’a bir zorba hâkim lâzımdır, ama ayaklanıp hükumet etmeye de koymazlar. İmdi ferman mülk sahibinde kaldı. Nice dilerse eyle eder, vesselâm.