YKY - Yapı Kredi Yayınları
Sepet Ürün bulunmaktadır.
Eğitimde Yaratıcı Drama

Eğitimde Yaratıcı Drama

ISBN: 978-975-08-4247-4

Tekrar Baskı: 9. Baskı / 06.2023

YKY'de İlk Baskı Tarihi: 05.2018

400.00 TL ve üzeri alışverişlerinizde kargo ücretsiz.

YKY İnternet Satış Fiyatı
165.00 TL    Etiket Fiyatı : 220.00 TL
TÜKENDİ

Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.

Genel BilgilerTadımlık
Sayfa Sayısı: 464
Boyut: 16.5 x 24 cm
Tekrar Baskı: 9. Baskı / 06.2023

“Eğitimde Yaratıcı Drama”

Ömer Adıgüzel, tarihsel süreç içinde yaratıcı dramanın öncülerinden ilk uygulayıcılarına, Türkiye’deki öncülerin deneyimlerinden ve kuramlarından kimi ülkelerde sürdürülen uygulamaların karşılaştırmalı örneklerine uzanıyor. Eğitimde yaratıcı drama alanında, kuram ve uygulamada karşılaşılan sorunları gidermeye yönelik temel bir kaynak. Yaratıcı dramayla ilgilenen tüm araştırmacılar, akademisyenler ve öğrenciler için…

“Meydan okumak korkmadığını ve çekinmediğini açıkça bildirmek, göstermek, karşı tarafla yarışa girmek, bu nedenle yaşamın tam da kendisi olmak, odağında bulunmak demektir. Yaşamda pek çok seçim yapmak durumunda kalırız. Bu seçimler bir iç çatışma olarak dramatik bir duruma dönüşür. Bu yaşamsal durumlar kendiliğinden ve doğaçlamaya dayalı bir canlandırmada yer alır. Etkiye karşı, kaynağı yaşantılardan gelen tepkiler vermeye başlarız. Meydan okumaya en çok da böyle anlarda ihtiyaç duymaz mıyız?”

Eğitimin en temel işlevinin, bireyin toplumsallaştırılması, kültür birikiminin kuşaktan kuşağa aktarılması ve yetiştirmek durumunda bulunduğu çocuk ve ergenlerin davranışlarını olumlu yönde geliştirmek odaklı olduğu görülür. İnsanın doğum öncesinden başlayan, planlı ve programlı yönüyle okullarda, örgün eğitim kurumlarına göre daha az planlı olarak ise ailede ya da arkadaş gruplarındaki etkileşimleriyle devam eden eğitim, bir toplum içinde oluşmuş tüm maddi ve manevi kültürel birikimi ve toplumsal değerleri kuşaktan kuşağa aktarmaktan sorumludur. Buna dayalı olarak eğitimin en genel amacının bireylerde olumlu yönde davranış geliştirmek olduğu söylenebilir.

Eğitim, toplum dinamizmini eğitsel ve kültürel açıdan geliştirmekten sorumlu, kuşaklar arası devredilen ve bilimsel tutumu zorunlu kılan bir alandır. Bu nedenle tüm eğitim sistemleri, kültürü tanıtma amacının yanında kültürü geliştirme ve aktarma amacını da benimserler.

Uygur (1996, s. 28), çağımızın eğitimciden yepyeni bir davranış beklediğini, ancak çoğu eğitimcinin bu beklentiye edinmiş olduğu yetişme donanımı nedeniyle yanıt bulunamadığını vurgular. Ona göre bir eğitimci biricik, geçerli tek bir kültürün olmadığını açık seçik bilmek zorundadır. Eğitimcinin görevi resmen kendisine buyurulanları yerine getirmek değildir; aksine o, bir kültür eleştirmeni, toplum onarıcısı, toplum düzelticisi, çağdaş bir toplum değiştiricisi olmalıdır. Eğitimci, içinde yaşadığı zamanın iç atılımını elden geldiğince erken sezmeli, zamanı dokumalı, örtük-değerli kımıltıları geliştirmek amacını taşımalı, tüm çabasını zamanına yaraşan yaşam ereklerini çağdaşlarına göstermede ve bu ereklere varmayı olanaklı kılmada yoğunlaştırmalıdır.

İnsan davranışlarının değişmesi ve geliştirilmesinde yaşantıların önemli bir yeri vardır. Yaşantı, kişinin tüm algıları ve etkinlikleriyle kazandığı bilgi ve becerilerdir. Bu nedenle eğitim ve kültürlenme arasında yakın bir ilişki vardır. İnsanın yaşadığı çevreyle etkileşim sürecine girmesi onu olgunlaşma sürecine götürür. Bu süreçle birlikte insan, kendi kültürel çevresini oluşturma çabası içerisinde olur. Bu çaba yaşamı devam ettirmek, geliştirmek, sağlıklı, dengeli, uyumlu olmak, kendini tanımak ve gerçekleştirmek gibi gereksinimleri karşılamaya dönük olmak durumundadır. Bu nedenlerle bir toplumda yeni ürünleri ortaya koyabilecek ve her alanda etkinliğini sürdürebilecek yaratıcı bireylere gereksinim duyulmaktadır. Bilinçlenme ve kültürlenme süreci olan eğitim, teknolojik ilerleme karşısında bireylerin bu gereksinimlerini karşılayabilecek ve yaşama ayak uydurmasını kolaylaştırabilecek olanakları da sağlamak durumundadır. Bu durum bireyin yaratıcılığının gelişmesiyle doğru orantılıdır ve eğitimciye, eğitime uygun ortamları hazırlamak gibi bir sorumluluğu yüklemektedir.

Eğitim, bir bütünlük içerisinde bireylerin duyuşsal, devinişsel ve bilişsel olarak en uygun ve ileri düzeyde yetiştirilmesini amaçlar. Bu bütünlük ile insanın yaşadığı çevre arasında bir iletişimin kurulması, denge ve uyumun oluşturulması gerekir ki, bunda da tümel bir eğitim yaklaşımına sahip olan yaratıcı drama alanına çok önemli görevler düşer.



Benzer Kitaplar


Yazarın Diğer Kitapları