Başparmak Çocuklar
Yazar: Yalvaç Ural
Kategori: Doğan Kardeş, Eğitim
ISBN: 978-975-08-3294-9
Tekrar Baskı: 11. Baskı / 02.2024
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 06.2015
Resimleyen: Yalvaç Ural
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 192 |
Boyut | : 13.5 x 19.5 cm |
Tekrar Baskı | : 11. Baskı / 02.2024 |
“Başparmak Çocuklar”
“Kırmızı Başlıklı Kız kurt olmak istiyor!”
Çocuk yazınının usta ismi Yalvaç Ural, “Başparmak Çocuklar”da bir araya getirdiği denemelerinde, internet ve bilgisayar oyunları başta olmak üzere, teknolojinin şekillendirdiği “yeni çocuk”lara ve onlara ayak uydurmaya çalışırken kendilerini de dönüştüren anne babalara odaklanıyor.
Yararın zarara evrildiği noktaların altını özenle çizerken, teknolojinin çocukların gelişiminde üstlendiği kritik role dikkat çekici ve düşündürücü örneklerle değinen Yalvaç Ural, “tetris”ten “tabletli lazımlık”a uzanan şaşırtıcı süreci kendine özgü mizahî üslubuyla değerlendiriyor.
Başparmak Çocuklar, kuşaklardan kuşaklara aktarılan ünlü masallara ve içinde kaybolduğumuz o ünlü romanlara inanmayan bu yeni çocuğun dünyasını anlamak isteyen anne babalar ve eğitimciler için bir rehber niteliğinde…
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler
Bir anaokulu yöneticisi anlattı...
Yılsonu gösterileri
için, çocukların da görüşünü alarak bir oyun seçerler:
“Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler”. Haber elektronik
postayla anne babalara duyurulur:
Sayın Veli,
çocuğunuzun yılsonu gösterilerinde yer almasını
ister misiniz? İstemeniz halinde, oyun kostümünü
kiralamayı mı, yoksa diktirmeyi mi düşünürsünüz?
Tercihinizi lütfen bize iletiniz.
Not: Drama öğretmenlerimiz tarafından, gösteride
çocuğunuza (...) rolü uygun bulunmuştur.
Ertesi gün okula erkenden gelen yönetici, kapısının
önünde üçü kadın, biri erkek dört veliyi beklerken
bulunca çok şaşırır. Hatta biraz kaygılanır. Hepsine
birden “Bir şey mi oldu?” diye sorar. “Endişelenmeyin
hocam, bir şey yok... Kostüm meselesini konuşmaya
geldim” der ilk gelen genç anne. Diğerleri de “Biz de”
der gibi başlarını sallarlar. Genç anne odaya girer
girmez, “Hocam, sağ olun, kızıma Pamuk Prenses’in
arkadaşı rolünü vermişsiniz” diye konuya girer. Ardından
da “Ama inanın bütün gece, ‘Ben Pamuk
Prenses olmak istiyorum!’ diye ağladı durdu. Hocam,
lütfen, rica ediyorum, bizimkini Pamuk Prenses yapamaz
mısınız? Üzüntüden hastalanacak diye ödüm
kopuyor. Yardımlarınızı bekliyorum” diyerek odadan
çıkar.
Sırayla öteki annelerle de konuşan yönetici, üç
çocuğun da saraydaki kızlardan biri değil, prenses
olmak istediğini öğrenir. Hatta annelerden biri, prensesin
kimliğini öğrenmiştir ve kendi kızının ondan
daha güzel olduğunu söyleyerek bu yanlışlığın bir an
önce düzeltilmesini istemektedir.
Sıra baba veliye gelir. Yönetici onu görünce, prenses
konusunun bittiğini düşünerek biraz da içini rahatlatmak
için dedikoduya başlar: “Herkes kızının
prenses olmasını istiyor! Bunu yapamam. Hem çocukları
yeteneklerine göre, drama hocaları seçiyor.
Oyunda bir tane prenses var!” Baba, “Ben de bunun
için geldim” deyince yöneticinin gözleri yuvasından
fırlar. “Nasıl yani?” diye sorar. Baba gülerek, “Hocam
yanlış anladınız!” der, “Ben Murat’ın babasıyım. Oğlum
cüce olmak istemiyor. Vallahi bütün gece ağladı,
‘Ya hep cüce kalırsam?’ diye... Çocuğumuzun bir
travma geçirmesini istemiyoruz. İlerde arkadaşları
ona ‘cüce’ falan diye isim takarlar diye çok endişeleniyoruz.
Başka ne rol isterseniz verin, razıyız! Sizi
ve okulumuzu çok seviyoruz, lütfen bu işi düzeltin.
Kendinize iyi bakın!”