YKY - Yapı Kredi Yayınları
Sepet Ürün bulunmaktadır.
Avrasya’da Şamanlar

Avrasya’da Şamanlar

ISBN: 978-975-08-2330-5

Tekrar Baskı: 5. Baskı / 07.2023

YKY'de İlk Baskı Tarihi: 09.2012

400.00 TL ve üzeri alışverişlerinizde kargo ücretsiz.

YKY İnternet Satış Fiyatı
285.00 TL    Etiket Fiyatı : 380.00 TL
-+

Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.

Genel BilgilerTadımlık
Orijinal Adı: Sámánok Eurázsiában
Sayfa Sayısı: 344
Boyut: 16.5 x 24 cm
Tekrar Baskı: 5. Baskı / 07.2023

“Avrasya’da Şamanlar”

70’li yılların ortalarında ilk kez Sibirya’da bulunurken bunun hayat boyu sürecek bir seyahat olduğunu anladım. Şamanın tören sırasında “başka dünyalara” yaptığı seyahat gibi, genç etnolog için yabancı milletlerin araştırılması yeni sırların çözülmesi anlamına geliyordu. Bu aynı zamanda bilgi edinmenin biricik yöntemidir. Ancak 90’lı yıllarda faaliyetlerini hâlâ sürdüren şaman ve şaman kadınlarla tanışabilecek kadar şanslı olabileceğimi düşünmemiştim. Elinizdeki kitap bu seyahatlerin ve buluşmaların bir ürünüdür, dolayısıyla eser yaptığım seyahatlerle birlikte birbirine uzak “dünyalardan”; Avrasyalı şamanların dünyasından bizim dünyamıza, elde edilen bilgilerin aktarılması açısından da gene şamanların işlerine benzerlik göstermektedir. Bu satırları yazarken ben de usta bir şaman gibi farklı kültürler arasında bilgi alışverişi sağlayan bir aracıyım.

Mihály Hoppál, dünyanın birçok diline çevrilen bu kitabıyla dinî ve siyasî baskılara direnen renkli bir dünyanın gizlerini paylaşıyor. Çok uzun bir zamandan beri Batılı araştırmacılar tarafından didik didik edilen Şamanizm üzerine söylenecek yeni şeylerin varlığı bu kitapla da ortaya konulmuş oluyor. Kırk yıl boyunca şamanlar, şamanlık, şaman inanç ve uygulamaları üzerine çalışan bilgin, Avrasya’da Şamanlar konusunu çok geniş bir coğrafyada ve çok farklı toplumlarda yaşanmış, yaşanmakta olan bir inanç özgürlüğü, bir var oluş ve kültür aktarma mücadelesi olarak da yansıtıyor. Avrasya’da Şamanlar, Türk kültürü ve inanç tarihi açısından bir iç ve derin bakışlar sisteminin anahtarı aynı zamanda…

Şamanizm Nedir?

20. yüzyılın son yılları pek çok değişimi hayatımıza taşıdı. Söz konusu değişim özellikle önce Çarlık sonrası Sovyet idaresi altına giren Avrasya milletleri için geçerlidir. Bu topraklar, Sibirya’nın uçsuz bucaksız taygaları Şamanizm adı verilen kültürel yapılanmanın “locus classicus”udur. Yani yüzyıllar önce dahi şamanlar hakkındaki en eski ve en ilginç verilerin kaydedilebildiği bölgelerdir.

Kültürün bazı ögeleri hızlı bir şekilde güçlerini kaybeder ve yerlerini başka motiflere bırakırlar. Özellikle insanoğlu tarafından kullanılan nesneler bu kapsamda düşünülmelidir. Bununla birlikte yoğun olarak hissedebildiğimiz gibi duygusal kültürümüzü oluşturan bazı motifler çok daha yavaş değişime maruz kalırlar, zamana meydan okurlar; elmas gibi büyük baskı altında muhteviyatlarını daha ışıltılı şekilde muhafaza ederler. Tecrübelerimize göre şamanlık olgusu da yapısını aynen böyle korumuştur.

Son zamanlarda şamanlığı araştıran eserlerin sayısında büyük bir artış görmekteyiz. Bu eserler birbirleriyle yarış halinde bir tavır sergilemektedirler ve bundan dolayıdır ki sürekli karşıt söylemler geliştirmektedirler. Avrasya milletlerinde çevreyle, şaman toplumları için gerçek dünya gibi hakiki olan uzak kozmosla; transsendental gerçekle ve ruhların dünyasıyla insan ilişkilerini belirleyen şaman figürü, dinsel-ideolojik sistemin merkez karakteridir.

Pek çok tanımlama, şamanların insanların dünyası ve ruhlar âlemi; yani doğaüstü ögeler arasında bir aracı olduğu görüşünü desteklemektedir. Aracılık; bilinçli olarak yaratılan kendinden geçme haliyle tekrardan vücut bulmaktır. Bu kendinden geçme tekniği şaman ustasının inandırıcılığını sağlamakta ve şaman böylelikle farklı dünyalar arasında yaptığı seyahatlerin hissini doğrudan etrafındakilere aktarabilmektedir. Esrime devresinde şaman, sembolik olarak başka dünyaları ziyaret eder ve oradaki ruhlarla konuşur. Esrime halinde iletişim, şamanların en önmeli özelliklerinden biridir.

Şamanizmin fenomen dünyası karmaşık bir inanç sistemini yansıtmaktadır. Bu sistem aynı zamanda çeşitli kültürel jargonları, işaret teorisinin deyimiyle pek çok kodu içinde barındırır. Bu nedenle şamanlar metinleri, şaman şarkılarını, duaları, yalvarmaları, şükranları şarkı olarak icra ederek ya da müzik-şarkı şeklinde kodlayarak davul gibi enstrümanlar eşliğinde dile getirirler.

Sunumlarının jest mimik oyunlarıyla ve ritüel danslarla ayrı bir hareket kareografisi vardır ve bütün bunlar hareket dilinin kodlarıdır. Şaman şarkıları dans figürleriyle, davullarla, ve belirli bazı halüsinasyona neden olan maddelerle (bitkisel karışımlar, amanita muscaria gibi bazı mantar türleri) şamanın ruhsal ve duygusal durumunu değiştirir. Mircea Eliade ve başka uzmanlar bu durumu Şamanizmin özgün motifi ve esrime ya da ekstazi tekniği olarak nitelendirmektedirler. Başka araştırmacılar ve psikoloji kaynakları ise basitçe şamanlara özgü ritüel, bilinç durumundaki değişim olarak değerlendirmektedir.

Şamanizmin karmaşık sembol dünyasının bilinçli olarak oluşturulmuş bir nesne diyarı mevcuttur. Şamanın gücü, hiyerarşik sıralamadaki yeri ve yardımcı ruhları hakkında nesneler “dile gelerek” bilgiler sunmaktadır. (Şamanların kullandıkları nesnelere kitabımızın ilerleyen bölümlerinde ayrıntılı bir şekilde değinmekteyiz).
Söylenen metinleri, müzik, dans ve nesneler gibi kültürel ögeleri güçlü bir inanç bir arada tutmaktadır. İnanç; öncelikle yardımcı ruhlar, şaman mitolojisinin tanrı düzeni, tanrıların, koruyucuların, ruhların ve zarar getiren güçlerin üzerine inşa edilmektedir ve buna göre bizi çevreleyen her şeyin bir ruhu ya da sahip ruhu bulunmaktadır. Bu bağlamda animistik dünya görüşü Avrasya şaman ideolojisinin en önemli ayırt edici özelliklerinden biridir.

Şamanizmi, sözcüğün geleneksel anlamı itibariyle, bir din olarak değil bir inanç sistemi olarak nitelendiriyorum. Tarafsız bir kavram olarak düşünsem de inanç sözcüğünün bir nebze küçültücü anlam içermesinden dolayı bazıları için bu tanımlama yanlış anlaşılmalara neden oldu. Böyle bir yanlış anlaşılmaya meydan vermemek için inanç sözcüğünü burada ikna olmuşluk mertebesindeki bir bilinç olarak tanımlamaktayım. Çünkü şamanların gücüne inananlar (başka şekilde inanmalarının mümkün olamayacağından dolayı) şamanın gücünü yardımcı ruhlardan ya da atalarından aldığını derin bir inançla kabul ediyor hatta biliyorlar. Başka bir deyişle şamanist halkların, şamanın gücünü pek çok kereler tecrübe etmiş olmalarından dolayı şamanizm dışardan inanç gibi görünen içeriden bakıldığında ise derin bir ikna olmuşluğu yansıtan kavramsal bir evrendir.

Pek çok dilde ve şivede şaman sözcüğünün bilmek, bilim, bilgin sözcüklerinden köklerini alması bir tesadüf değildir. Tunguzlarda da aynı durum göze çarpmaktadır. Buna göre Tunguzcada şa = bilmek– şaman = bilen, bilgin anlamlarına gelmektedir. Dolayısıyla şaman, bilimiyle ve inancın gücüyle şaman ustalığının dil, müzik, hareket ve nesne dünyasını bir araya getirmektedir ve oluşturulan bu kompozisyonda her ayrıntı ayrı anlama sahiptir. Bu anlamların gösterilmesi eserimizin amaçlarından biridir.

Bir Fin araştırmacının doğru tespitinde olduğu gibi şamanlık bir dünya görüşü, duruş, bir bilgi grameridir. Şamanizm, her şeyin ruhu olduğuna başka bir deyişle bir sahip ruhun olduğuna dayanan bir tür doğa felsefesidir. Bu bakış açısına animizm diyoruz. İnsanların doğanın bir parçası olduğu ve onunla karşılıklı bağımlılığa dayanan bir ilişki içinde yaşadığı, aynı zamanda kozmosun ve doğa üstü dünyanın seçilmişler; şamanlar tarafından ziyaret edilebilecek kadar yakın olduğu şamanların doğaya ilişkin bakış açılarının temelini oluşturmaktadır. Avrasya şamanizminin doğa üstü felsefesini bu nedenle animizm olarak adlandırmaktayız.

Ortak motiflerin aranması, bütün şaman kültürleri için geçerli modellerin hazırlanması yakın tarihe kadar şamanlığa ilişkin yapılan tariflerin temelini oluşturdu. Aynı zamanda bazı araştırmacılar şamanizmin sadece teorik bir düşünce olduğunu öne sürdüler. Bu görüşü savunan ilk kişi 50’li yıllarda konu kakkında yaptığı çalışmalarla Eliade olsa da kendisi yaşayan şamanlarla hiçbir zaman bağlantıya geçmedi. Onun tarafından yapılan model yerine daha ziyade yerel şamanların ayırt edici özellikleri dikkate alınarak oluşturulan şamanlık terimi elle tutulur bir tarif olacaktır. Bu konuda 20. yüzyılın başında yazılan en eski kaynaklar arasında yer alan ve şamanların yerel farklılıklarına ağırlık veren, örneğin Ruslarda “Şamanstvo” (Şamanizm), Almanlarda ise “Schamanentum”(Şamanizm) sıkça başvurulan eserlerdi. Verilen bu gayreti destekleyerek eserimizde bazı milletlerin şamanlarının gösterilmesine büyük yer ayırıyoruz. Şaman sözcüğünün Macar biliminde de yer almasını ümit etmekteyiz. Bazı milletlerin kültürel yaratıcılıklarının kanıtları olan yerel kültürlere ve motiflere yönelik saygımızı sunuyoruz.



Benzer Kitaplar