Asya Mektupları
Yazar: Niyazi Berkes
ISBN: 978-975-363-700-4
Tekrar Baskı: 4. Baskı / 03.2022
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 01.2000
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 248 |
Boyut | : 13.5 x 21 cm |
Tekrar Baskı | : 4. Baskı / 03.2022 |
Prof. Niyazi Berkes’in bir bilim adamı titizliğiyle kaleme aldığı mektuplarından Asya gerçeğini izliyoruz. Asya toplumlarının emperyalist kuşatma altında içine düşürüldükleri durum film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçerken, biz o filmde günümüz Türkiye gerçeğini de buluyoruz bir bakıma. Berkes’in 40 yıl önce ülkemiz açısından altını çizdiği tehlikelerin bugün yaşanıyor olduğunu üzülerek görüyoruz. Ve Asya ülkelerinin koyu bir bilgisizlik, çağdışı hurafeler ve inançlara boğulduğu karanlıkta, Atatürk ve devrimlerinin ülkemize nasıl bir ışık tuttuğunun daha çok farkına varıyoruz. İbret alınarak okunması gereken bir kitap.
Ama halime gülüyorum da. 'Hadi Avrupalı, Amerikalı buraya gelince ishal olsun; ama bana ne oluyor?' diyorum. Ömrümde hiç mi ishal olmadım? Buna karşı bende bir muafiyet olması lâzımdı. 1939'da bir İtalyan vapuru ile Venedik'ten İstanbul'a geliyordum. Yemek salonunda bana gösterilen sofradaki yerimde, karşımda genççe bir Amerikalı arkeolog oturuyordu. Garsonlar nefis salatalar getiriyor. Amerikalının bunları yemediğini farkettim. Amerikalıların çok salata meraklısı olduklarını bildiğimden tuhafıma gitti, neden bu güzel yeşil salataları, domatesleri yemediğini dayanamayıp sordum. Yüzünde büyük bir ciddiyetle şöyle dedi: "Biz İtalya'yı geçer geçmez böyle şeyler yemeyiz. Muafiyetimiz olmadığından hemen hastalığa yakalanırız." Ben o zaman buna kızmıştım. Züppelik saymıştım. Oysa, adamcağız bunu üzülerek söylemişti. "Hele bir arkeoloğun bunlara alışması lâzım" dedi. Şimdi ben de Pakistan'da bir Amerikan züppesi durumunda görüyorum kendimi, acı çekerken bir yandan tesadüfe dalarak hem kızıyorum, hem gülüyorum. Üstelik halimi kimseye de söyleyemiyorum. Söylesem çok kızacaklar. Hiç böyle dünyanın merkezi, incisi olan yerde ishal de olunur mu diyecekler. Hele nerede kaldığımı bilenler.