Anadolu’da Kadın – On Bin Yıldır Eş, Anne, Tüccar, Kraliçe
Yazar: A. Muhibbe Darga
Kategori: Sanat
ISBN: 978-975-08-2426-5
Tekrar Baskı: 4. Baskı / 01.2020
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 01.2013
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 360 |
Boyut | : 16.5 x 24 cm |
Tekrar Baskı | : 4. Baskı / 01.2020 |
Anadolu’da Kadın – On Bin Yıldır Eş, Anne, Tüccar, Kraliçe, prehistorik dönemden MS 7. yüzyıla uzanan zaman diliminde yaşamış kadınları anlatıyor. Tamamen bilimsel veriler ışığında kadını anlamaya çalışan bu kitap, ülkemizde bu alanda ilk çalışmayı yapan ünlü arkeolog, Hititolog ve dilbilimci Prof. A. Muhibbe Darga’nın kaynak eseri Eski Anadolu’da Kadın’ın genişletilmiş baskısı. Yeni keşiflerle ve konuk yazarlarla genişletilen bu eser, tarih öncesi dönemden Erken Bizans’a Koloni Çağı, Hitit, Urartu, Likya, Lidya, Helen ve Roma kadınlarının geçirdiği değişimleri gösterirken bu toprakların kadına bakış açısını anlamamızı da sağlıyor.Bu kitap, birbirinden ilginç mektupları, takıları, giyim kuşamları, banyo/yemek kapları, gelenekleri, âdetleriyle bu topraklarda binlerce yıl yaşamış, gizemler yüklenmiş, gücüne güvenilmiş, erkeğin yanında mührünü basmış, sosyal faaliyetleriyle topluma kendini kabul ettirmiş bütün kadınlara bir armağan niteliğinde.
Her meslekten yeni ve genç okuyucularımız, öğrencilerimiz ilaveler katılmış, özellikle onlar için kaleme alınmış kitabımızı merak ve zevkle okur, Anadolumuzun zengin uygarlığını, ilgi çekici sosyal tarihini ve insan ilişkilerini biraz olsun algılayabilirlerse, bana meslek hayatımın son baharında, sonsuz bir mutluluk vermiş olacaklardır. Bu kitap onlar için tekrar yazıldı!
Prof. A. Muhibbe Darga
Tarih, sadece geçmiş olayların araştırılması ve tarifi değildir. Eski uygarlıkların, savaşların, isyanların, kralların tahta çıkış ve inişlerinin, doğal veya politik felaketlerin, fikir ve sanat akımlarının oluşturduğu renkli bir kitap olmayıp, söz konusu olayların sentezinden doğan canlı ve tüm bir sonuçtur. Bugünün tarih yazarı ve bilinçli tarih okuyucusu, araştırılan kaynaklarda başrolü oynayan yönetici sınıftan çok, geçmişin sosyal yapısında halkın payını iyi bilmektedir. Uygarlıkların yaratıcısı insanı hedef tutan incelemelerde olayların cereyan ettiği toplumların sosyal yapısı önemlidir. Bunların en az yarısını kadınların meydana getirdiğini görmemeye imkân yoktur. Böylece eski çağda kadının gerçek rolünü, insanın ve toplumun oluşumundaki payını ortaya çıkartmak, modern tarihçinin ödevlerinden biri olmaktadır.
Eski Anadolu halklarının bize bıraktığı tarihi miras, kronolojik sıraya göre incelenecek olursa, kadının önemli bir yer işgal ettiği sadece arkeolojik malzemeye dayanarak belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Asurlu tüccarların kil tabletlere yazdıkları eski Asurca metinler, kayıtlar, yazılı belgelerin başlangıcı olup, Anadolu’da kurdukları ticaret kolonileri ile MÖ 2. binyılda Anadolu’da tarihi çağlar başlamaktadır. Bunları Hititlerin krallık, devlet arşivlerinin çok zengin, çiviyazısıyla kaydedilmiş resmi belgeleri izlemektedir. Yazılı kaynakların hayli zengin olduğu MÖ 2. binyılda Anadolu kadınının toplumda işgal ettiği yeri, sahip olduğu hakları araştırmak ve kişiliğini çizmek konumuzun amacıdır. Esas konumuza girmeden, en eski çağlardan MÖ 2. binyıl başlarına kadar geçen prehistorik devirlerde arkeolojik verilerin ışığı altında Anadolu kadını hakkında bilinenleri özetleyelim:
Paleolitik çağlardaki Anadolu kadınını hemen hemen hiç tanımıyoruz. Arkeolojik malzemenin sadece taş ve pek az kemik aletlerden ibaret olduğu bu devirde kadının mağaralarda domestik işlerle uğraştığı ve çocuklarına baktığı tahmin edilmektedir.