Üç Yıldız Bir Penaltı
Yazar: Atilla Kıyat
Kategori: Tarih
ISBN: 978-975-08-1776-2
Tekrar Baskı: 2. Baskı / 07.2010
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 04.2010
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 440 |
Boyut | : 16.5 X 24 cm |
Tekrar Baskı | : 2. Baskı / 07.2010 |
“Üç Yıldız Bir Penaltı”
Bu ne biçim asker?…
Bu soru Atilla Kıyat için, bazen övme, bazen eleştirel amaçlı olarak, çok soruldu. Kıyat’ı cesur bulup, bu cesaretin kişiliğinden kaynaklandığını söyleyenler olduğu gibi, bu cesaretin arkasında birtakım güçlerin olduğunu iddia edenler de vardı. Her iki kesim de, bu kitabın yazılmasında itici güç oldu. Umulur ki sorularının cevabını bu kitapta bulurlar…
30 Temmuz 2007
İnanılacak gibi değil. Yazıyorum. Bugüne kadar yaşadığım hiçbir şeyi not etmeyen, moda olduğu günlerde, bütün arkadaşlarımın hatıra defteri varken, hatıra defteri olmayan, yalnızca geçmişi ve yaşadığı anı değil, geleceğe yönelik unutulmaması gerekenleri hatırlatacak notları tutmayan, bu nedenle kendisine hediye edilen ajandaların, sahibine ait bilgilerin kaydedileceği, ilk sayfasını dolduran ve sonra bir ajandası olduğunu unutan ben, yazıyorum. Bugüne kadar neden yazmadığımı bilmiyorum. Tembellik mi, hafızama aşırı güven mi, yazmaya ihtiyaç duymamam mı, yoksa başka bir şey mi? Bu nedeni bulmak için çaba sarf etmeyeceğim. Ama şimdi niye yazıyorum, bunu irdelemek istiyorum. Sevgili eşim ve çocuklarımın ısrarı mı, bazı şeyleri unutmaya başladığımı fark ederek, günün birinde her şeyi unutabileceğim korkusu mu, her ne kadar kendime ölüm için yüz elli yaş hedefini koyduysam da, yazmak için vaktin kısaldığını düşünmem mi, bir gün bugünkü faal çalışma hayatıma son vermek mecburiyetinde kaldığım zaman, en büyük hobimin okumak ve yazmak olduğunu düşünerek, bir köşesinden başlamam gerektiğine inanmam mı, biraz abartılı olacak ama yazdıklarımla ölümsüzler kervanına katılmak isteyişim mi? Sıraladıklarımın biri, birkaçı, hepsi, hiçbiri ya da bilinçaltımdaki başka nedenler olabilir beni yazmaya zorlayanlar. Bence bu nedenlerin de üzerinde kafa yormamalıyım. Önemli olan yazmak ve yazıyorum. Bu kitabımda çocukluğumu ve kırk üç yıllık üniformalı hayatımı, aklımda kaldığı kadarıyla, sizlerle paylaşacağım. “Bize ne” diyenler zaten kitabı almayacak. Kitabı alanlar, “Okuyor muyum, yoksa yazar benimle konuşuyor mu?” duygusuna kapılacak. Anılarımın ortağı olan insanlardan söz ederken, varlıklarından haberdar olmanızı istediğim kişilerin adlarını da öğreneceksiniz. Diğerleri adsız kalacak. Bunları bulmak için kafa yormayın. Bırakın adsız kalsınlar. Adsız kalmamak için neler yapılması, neler yapılmaması, okuyacağınız satır aralarında gizli. Zihninizi, adsız kalmamak için yorabilirsiniz. İnsan beyni geçmişi hatırlatırken, deneyimlerimizi kullanarak, bazı şeyleri ilave etmemize, bazı şeyleri çıkarmamıza meyillidir. Ben mümkün olduğunca bu konuda zihnime izin vermeyeceğim. Gene de olayları anlatışımda bazı takdim tehirler olabilir. Hadi bakalım. Hazırsanız başlıyorum, çocukluğumu ve “üç yıldız bir penaltı” ile ödüllendirilen kırk üç yıllık üniformalı hayatımı anlatmaya...