Üç Romantik Hikâye
Yazar: Adelbert von Chamisso, E.T.A. Hoffmann, Heinrich von Kleist
Çeviren: Sabahattin Ali
ISBN: 978-975-08-3690-9
Tekrar Baskı: 4. Baskı / 04.2022
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 08.2016
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Orijinal Adı | : Die Verlobung in St. Domingo - Peter Schlemihls wundersame Geschichte - Doge und Dogaresse |
Sayfa Sayısı | : 160 |
Boyut | : 13.5 x 21 cm |
Tekrar Baskı | : 4. Baskı / 04.2022 |
Sabahattin Ali, “Üç Romantik Hikâye”de çağlarını aşarak, günümüze ulaşan üç yazardan seçtiği birer hikâyeyi bir araya getiriyor: Heinrich von Kleist’tan “San Domingo’da Nişanlanma”, Adelbert von Chamisso’dan “Peter Schlemihl’in Acayip Sergüzeşti” ve E. T. A. Hoffman’dan “Duka ile Karısı”.
Tercüme Bürosu’nda Batı klasiklerini Türkçeye kazandırma amacıyla başlatılan çeviri seferberliğinin önemli bir parçası olan Alman klasiklerinin editörlüğünü de üstelenen Sabahattin Ali’nin Almancadan çevirdiği “Üç Romantik Hikâye”, ilk kez 1943’te Ankara Maarif Vekilliği tarafından yayımlanmıştır.
“Romantik cereyan, dünya edebiyatına verdiği eserlerden ziyade, Almanya’nın, hatta Avrupa’nın sanat ve fikir hayatına yaptığı tesirle anılır. Yalnız birkaç kişi, çığırlarının sınırlarını aşarak bütün insanlığın malı olacak eserler meydana getirmişler ve bu güne kadar canlılıklarını muhafaza etmişlerdir ki, biz bu kitapta bunlardan birer örnek vereceğiz.” – Sabahattin Ali
San Domingo adasının Fransızlara ait olan kısmındaki Port au Prince civarında, bu asrın başlarında, siyahların beyazları öldürdükleri sıralarda, Monsieur Guillaume de Villeneuve’ün fidanlıklarının bulunduğu çiftlikte Congo Hoango adında ihtiyar, korkunç bir zenci yaşıyordu. Afrika’nın Altın Sahili’nden getirilmiş olan ve gençliğinde sadık, dürüst tabiatlı görünen bu adam, Kuba’ya giderlerken bir kere canını kurtardığı için efendisinden sonsuz iyilikler görmüştü. Monsieur Guillaume ona hemen hürriyetini bağışlamakla ve San Domingo’ya döndükleri zaman ev ve tarla vermekle kalmamış, birkaç sene sonra, memleketteki âdetin aksine, onu, bir hayli çok olan mülklerinin başına kâhya tayin etmiş, yeniden evlenmek istemediği için de, adamın eski karsının uzak akrabasından Babekan adında ihtiyar bir melez kadını, çiftlikten alıp karı yerine onun yanına katmıştı. Hatta, zenci altmış yaşına vardığı zaman, oldukça yüksek bir maaşla onu istirahate çekmiş, vasiyetinde ona mirasından bir pay ayırmakla da, iyiliklerini son haddine vardırmıştı. Fakat bütün bu minnettarlık alametleri, Monsieur Villeneuve’ü bu kindar adamın hudutsuz öfkesinden koruyamadı. Congo Hoango, Konvansiyon meclisinin düşüncesiz tedbirleri yüzünden bu çiftliklerde alevlenen ve herkesi saran intikam sarhoşluğu sırasında ilk silaha sarılanlardan biriydi; sonra da kendisini yurdundan koparıp ayıran zulmü düşünerek, efendisinin beynine bir kurşun yollamıştı.