Radyo Dersleri
ISBN: 975-363-372-6
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 01.1996
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 128 |
Boyut | : 13.5 x 21 cm |
Radyo yayıncılığıyla ilgileniyor musunuz? Radyo dünyasında bir iş arıyor musunuz? Bu kitap size yardımcı olabilir. Radyo Dersleri, radyoda söyleşi, konuşma, kuşak ve magazin programlarının nasıl hazırlandığını anlatıyor. Bir stüdyonun ses açısından sıradan bir odadan farkı nedir? Bir mikrofon insan sesini nasıl renklendirebilir? Geri plandaki sesleri nasıl ortadan kaldırabilirsiniz? Söyleşi nasıl yapılır ve nasıl montajlanır? “Radyo Dersleri”, işte bu sorulara ve daha birçok soruya örnekleriyle yanıt veriyor. Kitap oldukça açık, biraz da eğlendirici bir üslupla kaleme alındı. Birçok şema yanında bir de küçük sözlük var. Radyo tekniğinden çok az anlayan bir okur bile “Radyo Dersleri”ni sevecek. Çünkü bu kitap, radyo yayıncılığıyla ilgilenen herkes için kolay ve her zaman başvurulabilecek değerli bir çalışma. BBC Dünya Servisi’nde çalışan Michael Kaye ve Andrew Popperwell, Londra’daki Morley College’da radyo yayıncılığı dersleri veriyorlar.
RADYO medya cinidir, bir şişeye sığabilecek kadar küçük, bütün kıtaları içine alabilecek kadar büyüktür. Bir uçta hastane radyosu gibi yerel istasyonlar, diğer uçta, yerküreyi saran ve adlarına yakışır biçimde dünya servisleri vardır. Ve bu radyo istasyonlarını dinleyen, sayıları birkaç düzineden milyonlara erişen dinleyiciler. Radyo, kitle iletişim araçları içinde insana en yakın olanı, bire bir iletişimin başrol oyuncusudur. Ama aynı zamanda, dört bir tarafa dağılmış, tarımsal yerleşim birimlerinde olduğu gibi, aile yaşamının odak noktasıdır. Tıpkı İkinci Dünya Savaşı'nda olduğu gibi, köylüler hayatlarını etkileyecek haberleri, bir araya gelerek, hâlâ radyodan öğreniyorlar. Gerçi evde eğlence denince televizyon şimdi en popüler medya ama radyo da, 1950'lerde öngörülenin aksine, kaybolmadı. Yaşamda öyle durumlar vardır ki, buralarda televizyon söz konusu bile olamaz. Otoyolda araba kullanırken, film izlemeye kalkışmak oldukça kısa ömürlü bir eylem olabilir ama seyahat eden bir insan en son haberleri radyodan duymaya ihtiyaç duyar. CD ve kasetlere rağmen, başkalarının seçtiği müziği dinlemek hâlâ çok geniş bir dinleyici kitlesini mutlu edebiliyor. Sürpriz, önemli bir çekicilik ögesi. Sayıları giderek artan radyo istasyonu, daha esnek söz ve müzik yayını yaparak dinleyicileriyle "acaba şimdi ne çalacak?" oynuyorlar. Radyo dinleyicilerine yalnızca umabildiklerinden çok fazla müziğe değil, hayatlarını biçimlendiren politikacılara, iş adamlarına, sanatçılara ve komedyenlere ulaşma imkânı sağlıyor. Günümüz radyosunda iletişim gerçekten çift yönlü bir trafiktir. Telefonla katılarak görüşlerinizi açıklama olanağı buluyorsunuz. Çeşitli nedenlerle radyo, sizin kendisiyle konuşmanızı ister. Gazete editörüne mektuplar yazabilirsiniz, televizyon istasyonlarına kızgınlık dolu telefonlar açabilirsiniz ama şimdiye kadar düşündüklerinizi kamuya kolaylıkla iletmek için radyodan daha iyi bir seçenek çıkmadı. Radyonun rakiplerine başka üstünlükleri de var. Televizyon, radyonun hızıyla rekabet edebilen tek araç. Buna karşılık radyodan çok daha pahalı. Önemli bir çatışma, televizyon haberlerini birkaç haftada çok para harcatarak yoksullaştırabilir.