Persler – Anadolu’da Kudret ve Görkem / The Persians – Power and Glory in Anatolia (sert kapak)
Kategori: Özel Dizi
Çeviren: Ayşe Tatar, G. Bike Yazıcıoğlu, M. Çağhan Keskin, Merete Çakmak
ISBN: 978-975-08-4000-5
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 07.2017
Hazırlayan: Kaan İren, Çiçek Karaöz, Özgün Kasar
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 444 |
Boyut | : 13.5 x 33 cm |
Persler – Anadolu’da Kudret ve Görkem
Perslerin doğudan batıya süren serüveni içinde, Anadolu halkları 200 yıl boyunca tamamen farklı bir inanış ve yaşayış tarzına sahip bir imparatorluğun hoşgörülü egemenliği altında olmuştur. Çok zengin bir kültüre sahip olan Anadolu, bu süreçten hem etkilenir hem de önemli etkilerde bulunur. Bu coğrafya, biri doğuda, diğeri batıda olan ve birbirinin kültürüne yabancı Pers ve Yunan medeniyetleri için kaynaştırıcı bir rol üstlenir. Perslerle birlikte Zerdüştlük dinini, satraplık yönetim biçimini, Kral Yolu’nu, haberleşme teşkilatını ve daha birçok yeniliği bünyesine alan Anadolu, bunları kendi içindeki unsurlarla birleştirip bir sentez yaratır. Bu benzersiz sentezi oluşturan sürece, coğrafyaya ve halklara, onların ortaya koydukları kültüre ve ürünlerine ışık tutmayı amaçlayan bu kitap, Pers hâkimiyeti altındaki Anadolu’yu tanıtma yolunda atılmış kapsamlı bir “ilk adımdır” ve öncü nitelikte olması umulmaktadır.
During the Persian adventure from east to west, the people of Anatolia live for 200 years under the tolerant jurisdiction of an empire with a culture and belief system distinctly foreign to them, nevertheless one that ruled based on an ideology of tolerance for 200 years. The culturally diverse land of Anatolia is deeply influenced by, and has a profound impact on the cultural exchange that took place throughout this period. Due to its geographical location Anatolia becomes the scene of encounters between the Persians and the Greeks, and facilitates the cultural blending of these eastern and western civilizations. Many new customs and practices are introduced into Anatolia with the Persians – Zoroastrianism, satrapal governance, the Royal Road, and the first postal service, to name a few – which synthesizes with the local cultural elements. This volume aims to shed a light on the process that culminated in this unique cultural fusion, as well as at all the regions and peoples that contributed to its creation. It is a rigorous “first step” towards the ultimate goal, which is to make known all aspects of Anatolia under Persian domination; and as such it is a pioneering undertaking that we hope will inspire further publications.
Persler, eski Orta Doğu topraklarından yükselen ve Akdeniz havzasından Hindistan’a kadar egemen olan bir imparatorluğun kurucularıdır. Bu imparatorlukta yönetici konumunda olan aile, kendine Akhameniş adını vermekteydi. Persler hakkında en fazla bilgi derlediğimiz Eski Yunan yazarları ise bu hanedanın adını kendi dillerine uyarlayarak “Akhaimenes soyundan” anlamında “Akhaimenid” olarak yazmaktaydılar.
Akhaimenid egemenliğinin hüküm sürdüğü en önemli topraklardan biri de tarihin hemen her anında önemli olayların yaşandığı bereketli Anadolu topraklarıdır. Geniş bir coğrafyaya hâkim olan ve merkeze bağlı satraplık (valilik) idare sistemini uygulayan Persler, yaklaşık 200 yıl boyunca Anadolu kültür mozaiğinin önemli bir parçası olmuştur. Anadolu’da belli başlı valiliklerde kalan ve buralarda kendi saraylarında oturan Pers satrapları kendi geleneklerini yaşarken, egemenlikleri altındaki bölge halklarının kültürleriyle de yoğruldular. Birlikte yaşadıkları Anadolu halklarının kültürlerine, sosyal ve siyasi bakış açılarına saygı göstererek hoşgörülü bir idare şeklini tercih ettiler. Bu idare anlayışının sonucunda, Anadolu’da Pers Dönemi’ni öne çıkaran en önemli özelliklerden biri, Pers izleri taşıyan kültür varlıklarının ortaya çıkmasıdır. Günümüze kadar mimaride, plastik sanatlarda ve küçük buluntularda Anadolu-Pers sentezini ortaya koyan birçok eser kazılarla gün ışığına kavuşmuştur. Kuşkusuz bu sentezi oluşturan belli başlı neden, Perslerin alt satraplık görevlerinde bulunan yerel hanedanlara sağladıkları, kendi kimliklerini koruma ayrıcalığıdır. Bu ayrıcalık ve Anadolu-Pers sanatının yükselişi, MÖ 334 yılında Büyük İskender’in Persleri Biga Çayı civarında bozguna uğratmasına dek devam etmiştir.
Elinizdeki bu yayınla Pers egemenliği altındaki Anadolu’nun kültür birliğini tek bir kitapta tanıtmayı amaçlıyoruz. Bu nedenle ilk olarak Pers İmparatorluğu öncesi Anadolu halkları, devamında ise imparatorluk sonrası İskender’in gelişini içeren uzun soluklu tarihi olaylar ile Pers kimliği, kültürü ve sanatı anlatılmıştır. Öte yandan ateşi kutsal sayan, avcılığa ve bitkilere meraklı, üst sınıfa ait özel prestij eşyalarına sahip, kendi heykeltıraşlık üslubunu yaratmış, ilk posta teşkilatını bünyesinde barındıran ve hâkimiyetleri altındaki geniş coğrafyada yaşayan halkların merkeze bağlı şekilde yönetildiği güçlü bir imparatorluğa mercek tutulmaktadır.