Osmanlı Tasvir Sanatları 1: Minyatür (Karton Kapak)
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 600 |
Boyut | : 22.5 x 28 cm |
Yapı Kredi Yayınları, 2002 yılından beri Metin And’ın kitaplarını farklı tasarım, gözden geçirilmiş içerik ve kullanışlı dizinlerle yeniden yayımladı.
2008 yılında yitirdiğimiz Metin And’ın, Türk tiyatro tarihi ve geleneksel gösterim sanatları, şenlikler ve illüzyon sanatı yanında Osmanlı miyatürünün tarihi, konuları ve ustaları bakımından dünyaya tanıtılmasında da elli yılı aşkın bir süre konferans, bildiri, seminer çalışması, makale ve kitaplarıyla hizmet ve katkıları büyük olmuştur. “Kırk Gün Kırk Gece” (1959) ile başlayıp “Osmanlı Tasvir Sanatları 1: Minyatür” (2002) ile son bulanTürkçe ve değişik dillerde yayımlanmış on kadar kitabı vardır. Bir saray sanatı olan minyatürün gerçeklerden kopuk bir sanat dalı değil kişiler, şehirler, yapılar ve gündelik hayat bakımından oldukça gerçekçi bir uygulama olduğunun anlaşılmasında onun çalışmalarının da payı büyük olmuştur.
Esas itibariyle yazma eserlerin süslenmesinde, yani eski kitap sanatlarından biri olarak ele alındığında da “Osmanlı Tasvir Sanatları 1: Minyatür”de ayrıntılı bir biçimde ortaya konulduğu gibi asıl muhatap padişah ya da önemli devlet adamlarıdır. Her bakımdan yüksek maliyetlerle ortaya konulan minyatürlü yazmalar, Hazine’de korunan, savaş sırasında ganimet olarak gele geçtiğinde padişahlarca, kumandanlarca ilgilenilen olağanüstü eserlerdir. Yazma kitapların ilgili sayfalarını süsleyen minyatürlerin gerçek hayattan kopuk resimler olmadığını çok önceden fark eden Metin And, tarih ve kültür araştırmalarının kaynağı olarak bu malzemeden de yararlanılacağının güzel örneklerini vermiştir: “16. Yüzyılda İstanbul. Kent-Saray-Günlük Yaşam” (1994), “Minyatürlerle Osmanlı-İslâm Mitologyası” (1998), “40 Gün 40 Gece. Osmanlı Düğünleri-Şenlikleri-Geçit Alayları” (2000) ve “Osmanlı Tasvir Sanatları 1: Minyatür” (2002).
Okunacak, bakılacak, kaynak olarak kullanılacak bir eser olan “Osmanlı Tasvir Sanatları 1: Minyatür”, bu sanatın Osmanlılarda geçirdiği evreleri; bir saray sanatı oluşunun mekân, teknik ve yöntem bakımından değerlendirilmesi; portreler, padişah yaşamları, Saray, şenlikler, edebî eserler, dinsel konular, doğa ve kent görünümleri, bilimsel ve ansiklopedik konular, kuşlar – hayvanlar – yaratıklar ve bitkiler dünyası, kadınlarla erkekler gibi başlıklar altında hazırlanmış ayrıntılı bir Albüm’den oluşuyor. Ayrı bir cilt olarak yayımlandığında “Çarşı Ressamları”yla tamamlanacak bir görsel şölen…
Çarşı Ressamları
Yukarıda da belirtildiği gibi bu birinci cildin konusu bellidir: Osmanlı minyatür sanatı.
İkinci cilde gelince: Bunların başında çarşı resmi gelir; kitabın da en uzun kesimi, bu konuyu incelemektedir. Çarşı resmi nedir? Çarşı ressamı kimdir? 17. yüzyılda ortaya çıkmış, daha çok İstanbul ’da gelişmiş bir halk resim çığırıdır. Adını bu satırların yazarının koyduğu bu çığırın adından da anlaşıldığı gibi bunlar, çarşıda dükkânı olan esnaftan sanatçılardır. Çarşı ressamları, dükkânlarına gelen müşterilerin ısmarladıkları albümleri hazırlarlardı. Müşterilerinin çoğunluğu yabancılardı. Onlar, Türkiye'den bir anı olmak üzere; Türkiye'deki insanlar, görenek ve geleneklerle ilgili bir albüm ısmarlıyorlardı. Sonra resimlerin altına kendi dillerinde (genellikle Fransızca ve İtalyanca) resmin ne olduğunu yazıyorlardı. Bu albümler değişik ülkelerin müze ve kitaplıklarına dağılmıştı. Bu kitap için yirmi beş kadar albüm incelenmiş, bunlardan çok sayıda renkli örnek kitaba dahil edilmiştir.
Saray nakkaşlarının ürünü minyatürle, çarşı resmi arasında ortak noktalar olduğu gibi çok önemli farklar da vardı. İkinci ciltte uzun uzun incelenecek olan bu konu için şimdilik özetle şunu söyleyebiliriz: Her iki resim geleneği de Osmanlı kültüründen kaynaklandığı için, her iki çığırın sanatçıları temelde aynı ortak şemadan hareket ederler. Ancak bundan sonraki süreçte yaklaşımları farklıdır. Saray nakkaşlarının artırmalı, çarşı ressamlarının ise eksiltmeli bir yöntem uyguladıklarını söyleyebiliriz. Bunu daha açarsak, saray nakkaşları temel şemaya ayrıntı, süs bakımından çok şey eklemektedirler. Daha çok renk ve yaldız kullanmakta, giyim kuşamda, mimari süslemelerde ayrıntılara gitmekte, her şeyi artırıp zenginleştirmektedirler. Buna karşın çarşı ressamları temel şemadan gereksiz her şeyi atmakta, renkleri azaltmakta, kimi çizimlerde karikatüre yaklaşmaktadırlar. Ama daha da önemli bir fark, konuları bakımındandır. Saray nakkaşları günlük yaşamı, sıradan insanları konu olarak hiç işlemezler ya da çok az işlerler; buna karşın bunlar, çarşı ressamlarının başlıca konularıdır.