İran Şiiri Antolojisi
Kategori: Şiir
Çeviren: Mehmet Kanar
ISBN: 978-975-08-5676-1
Tekrar Baskı: 4. Baskı / 04.2024
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 06.2014
Hazırlayan: Mehmet Kanar
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 344 |
Boyut | : 13.5 x 21 cm |
Tekrar Baskı | : 4. Baskı / 04.2024 |
“İran edebiyatı, daha doğru bir ifadeyle Fars edebiyatı iki bin beş yüz yıllık kültür hazinesi içinde doğup gelişmesini sürdüren şiir üstüne kurulmuştur. Şiirsiz bir İran edebiyatı nasıl düşünülemezse, şiir söylemeyen, şiir okumayan, ezberinde çokça şiir olmayan bir İranlı da düşünülemez. Şiirsiz bir hayat, şiirsiz bir toplantı hatta şiirsiz bir bilimsel kongre bile İranlı için söz konusu olamaz.’’
Mehmet Kanar’ın hazırlayıp çevirdiği İran Şiiri Antolojisi, klasik dönemin Hâfız, Sadî, Hayyâm, Attâr, Mevlânâ gibi devlerinden modern zamanların Ahmed-i Şamlu, Furûğ-ı Ferruhzâd gibi isimlerine uzanan büyük bir şiir geleneğinin en önemli halkalarını içeriyor.
ABDULLAH-İ ENSÂRİ
Abdullah-i Ensârî daha çok Pîr-i Herat adıyla tanınır. Tam adı Ebû İsmail b. Muhammed-i Ensârî’dir. On birinci yüzyılın büyük sûfilerinden olan Ensarî 1006-1088 yılları arasında yaşadı. Küçük yaşlarda edebiyata ilgi duyan Ensârî zamanının edebî ve dinî ilimlerini tahsil etti ve meşhur Arap şairlerinin şiirlerini ezberledi. Özellikle hadiste kuvvetli olan Ensârî fıkıhta Ahmed-i Hanbel’in izinden gitti. Tasavvuf sahasında ise daha ziyade Ebû Saîd-i Ebu’l-Hayr ve Ebu’l-Kâsım-ı Harakânî’den etkilendi. Ömrünün sonuna kadar doğduğu şehir Herat’ta eğitim ve irşadla meşgul oldu ve bir taraftan da eserlerini kaleme aldı. Şiirlerinin çoğunu mensur eserlerine serpiştiren Ensârî’nin asıl şöhreti Tercume-i Tabakâtu’s-Sûfiyye-i Sulemî ve Tefsîr-i Hâce Abdullâh-i Ensârî adlı eserlerinden kaynaklanır. Münâcatnâme, Nesâyih, Zâdu’l-ârifîn, Kenzu’s-sâlikîn, Kalendernâme, Muhabbetnâme, Heft hisâr, Cânudil, Vâridât ve İlâhinâme gibi yapıtları bir hayli süslü ve secili nesirle yazılmıştır. Fars nesrinde secili nesrin ilk örneklerini oluşturan bu eserler zamanla daha da gelişmiş ve Şeyh Sadî’nin Gülistan’ında doruğa ulaşmıştır.
1
Büyük ayıptır kasılmak
Tüm halktan kendini koparmak
Gözbebeğinden gerek öğrenmek
Herkesi görüp kendini görmemek.
2
Hak yolunda herkesin edepli olması gerek
Yaşadıkça can,
talep etmek gerek.
İçersen bir nefeste bin denizi
Bunu azaltıp, dudağını kuru tutman gerek.
3
Kime bağışta bulunursan,
olursun onun emiri.
Kimden bağış beklersen,
olursun onun esiri.
4
Ey cehennem!
Varacak değiliz senin dairene.
Anlatıp durma kendini.
Ey cennet!
Gururlanma sen de fazla.
Maksat sen değilsin zira.
5
Tanrı yolunda iki Kâbe yapıldı:
Biri yüz Kâbe’si,
diğeri gönül.
Ziyaret et gönülleri elverdikçe.
Bir gönül zira
yücedir bin Kâbe’den.
6
Bu zamanda tek olmak istiyorsun.
Din yolunda dert sahibi olmak istiyorsun.
Koş öyleyse insanlara hizmette gece gündüz
Böyle yaparsan,
mert bir insan olursun.
7
Yarab, ben fakir senden diliyorum
Bin padişahtan daha çok diliyorum.
Herkes senin kapında bin hacet diler
Ben dünyada senden
seni diliyorum.
ALÂUDDEVLE-ISIMNÂNÎ
İran’ın yetiştirdiği büyük sûfi şairlerden. 1260’ta Simnan’da doğdu. İlhanlı hükümdarları Abaka ve Argunşah döneminde saray divanında çalıştı. Olcayto Han’ın izniyle devlet hizmetinden ayrılarak Sekkâkiye hankâhında ibadete çekildi. 7 Mart 1336 tarihinde vefat etti.
Tâ’at için yapsan da yüz cami,
Bir gönül almak kadar olmaz makbul.
Bir özgürü kul etsen lutf ile
Yüz köle âzâd etmekten fazla olur makbul.