Dur Dünya Çocukları Bekle
ISBN: 978-975-08-4299-3
Tekrar Baskı: 2. Baskı / 07.2018
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 03.1999
Resimleyen: Emine Bora
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 132 |
Boyut | : 13.5 x 19.5 cm |
Tekrar Baskı | : 2. Baskı / 07.2018 |
“Dur Dünya Çocukları Bekle”
Büyümek…
Edebiyatımızın önemli öykücülerinden Nezihe Meriç (1925-2009) yazdıklarında çocuklara ve kadınlara hep özel bir yer verdi.
“Dur Dünya Çocukları Bekle” kitabında da bizi o yalın, içten anlatımıyla sekiz çocuğun büyüme hikâyesiyle, hayalleriyle, umutlarıyla, düş kırıklıklarıyla ve beklentileriyle buluşturuyor.
Bir memleketin birinde, denize bakan yamaçlara kurulan gecekondular gitgide çoğalarak, gecekondu mahallelerine dönüşmüştür. Bunlardan, kuzey yönündeki, deniz kenarından geçen karayoluna en yakın olan semtin adı, Kuşlu Bayır’dır. Fakir bir bölgedir burası doğal olarak. Burada oturanların çoğu birbirini tanır. Hemen hemen hepsi hemşeridir. Anadolu’dan, aynı yöreden gelmişlerdir. Evler çok haraptır. Su yoktur, kanalizasyon yoktur. Yaşam koşulları zordur. Bir, kuşlar insana güzel, mutlu, tasasız duygular getiren ötüşmeleriyle, cıvıltılarıyla rahatlatır insanı. Ara vermeden gülüşürler, susmamacasına küçük kahkahalarla konuşur, birbirlerine yaşamanın ne güzel bir şey olduğunu anlatır, sevinçten yerlerinde duramaz pıır oraya, pıır buraya uçar dururlar. Bu bayırı pek severler nedense. Bir de çiçekler. Yağ tenekelerine, gaz tenekelerine, konserve kutularına dikildikleri halde, kuşlar öttükçe, onlar da pırnakıl açarlar. Akşamsefaları, sabahsefaları, küpeçiçekleri camgüzelleri... Hele sardunyaların çılgınlığı! Her rengi denemiştir onlar. Akla gelen her renkte sardunya vardır. Üstelik çok alçakgönüllüdürler. Toprak taşlı, gübresiz demez, su verilse de, verilmese de hiç nazlanmaz, nereye dikilse orada açar, ortalığı renklendirirler. Evet evet, öyledir. Her yerde açar sardunyalar. Onlar da hep neşeli, hep keyifli, parlak, canlı duygular verir insana. Bir de papatyalar! Papatyalar da öyledir. İki taşın arasında, kapı eşiğinin dibinde, yol kenarlarında, topraktan fışkırırlar.