Dergilerde – Bütün Yapıtları – Denemeler – Nurullah Ataç
Yazar: Nurullah Ataç
ISBN: 978-975-363-532-X
Tekrar Baskı: 3. Baskı / 01.2022
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 09.2000
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 376 |
Boyut | : 13.5 x 21 cm |
Tekrar Baskı | : 3. Baskı / 01.2022 |
Cumhuriyet dönemi edebiyatın en sivri dilli kalemi Nurullah Ataç’ın 1951-1956 yılları arasında, o dönemde yayımlanan altmış dört dergide yer alan yazıları eleştirmek amacıyla yazdığı elli bir yazı bir arada… Yazılar bir yandan Nurullah Ataç’ın düşünce ufkunu sergilerken diğer yandan da dönemin edebiyat sorularını, sorunlarını, tartışmalarını ve ortamını gözler önüne seriyor. Ahmet Haşim, Mahmut Şevket Esendal, Abdülhak Şinasi Hisar, Yaşar Nabi Nayır, Sait Faik, Adnan Benk, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Salah Birsel, Sabahattin Eyüboğlu, Halit Çakır, Orhan Hançerlioğlu, Memet Fuat, Oktay Rifat, Haldun Taner ve dönemin daha nice yazarı kitabın sayfalarından bize göz kırpıyor. Ataç okumak, edebiyatımızın geçmişiyle yakından tanışmaktır. Siz de tanışın.
"Sorarım Bay Mehmet Fuat'a: Gençler, yeniler ne yapmak istediklerini kesin olarak, şöyle başkalarına da anlatılırcısına açık olarak biliyorlar mı?.. Bana öyle geliyor, bilmiyorlar, bilemezler, belki hiçbir sanat eri ne yaptığını, ne yapmak istediğini başlangıçta öyle bir açıklıkla bilemez. Bilmeyince de anlatamaz karşısındakilere, anlatmağa kalktıkça dili dolanır, ayakları dolanır, daha çok alay ettirir kendisiyle. Daha kötüsü, o açıklama çabası kendine olan güvenini sarsar, alışılmış düşüncelere, alışılmış yollara sürükler onu, yeniliğini daha doğmadan boğuverir. Daha usa yükselememiş yahut inememiş bir sezgi payı vardır her yenilikte. Sezersiniz şöyle yapmanız gerektiğini, ararsınız, bunun güzel olacağını, usunuzla değil, gönlünüzle bilirsiniz. Eleştirmen için de böyledir. O da sezer karşılaştığı yapıtın güzel olduğunu, onda bir yenilik bulunduğunu, söyleyemez, anlatamaz. Büyük şairleri, ressamları, musiki yaratıcılarını ilk tutmuş, beğenmiş olan eleştirmenleri düşünün, söyledikleri bize şimdi çocukça geliyor. Anlamamışlar sanki o tuttukları, beğendikleri yapıtların gerçek yeniliğini, güzelliğini görememişler, belki de iyi olmayan yanları için övmüşler onları... Ama haksızlık ederiz böyle dersek, sezmiş onlar o güzelliği, o yeniliği, ancak söyleyememişler..."