Defterdar – Evlat Katli İçin El Kitabı
Yazar: İlhan Durusel
ISBN: 978-975-08-4277-1
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 06.2018
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 164 |
Boyut | : 13.5 x 21 cm |
“Defterdar – Evlat Katli İçin El Kitabı”
“Bir serum şişesinin hayatındaki en önemli şey ne olabilir? Bir insanın?”
Mahalleler, evler, odalar; eski fotoğraflardan yükselen fısıltılar, mektuplara sıkıştırılan suskunluklar, kasaba garajlarında unutulmuş kederler ve hevesler; beş vakitler, bir vakitler, birbirine karışan kaderler, birbirini bileyen diller… Günümüz öykücülüğünün öncü yazarlarından İlhan Durusel, duyduğu gibi anlatıyor öykülerini; yazı’nın bilinen imkânlarının ve mümkünlerinin ötesinde bambaşka pencereler aralıyor okuruna – unutmak ve hatırlamak için.
“Başka şeylerin kökeni, sebebi Memedali’ymiş der rivayetler. O var diye varmış bazı şeyler. Küfesiz hamallık, çorbayı kaşıksız, ekmek bana bana bitirmek, kaldırımda elle lağım kazmak.
Bizim vazifemiz de bize bunları veren Memedali’ye rahat çalışması için biraz yer açmak. Memedali’nin çalışkanlığını Tanrı’ya bildirmek de bizim işimiz. Tanrı’nın işi bu dünyayı, bu dünyanın bayat ekmeğini, yavan tulumba suyunu, kazan dolusu kelle-paça çorbasını, lağımı, molozu, kömür küfelerini, ticari buzdolaplarını, sanayi tüplerini, nemli talaşı, çimento torbalarını, şeker çuvalını ve pamuk hararlarını yarattığı için bir Memedali’ye bir bize bakıp gururlanmak.”
Anneanne bizimle konuşmazdı: Bize hitap ederdi sadece. O da kendi dilinde. Bize karşı konuşma yapmaktan çekinmezdi ama; bazen yüksek sesli tiratlar atardı, bize değil, pencereden uzaklara, bir zamanlar kesintisiz ormanların göründüğü tarafa bakar, sesi bir iner bir çıkar, titremeye başlar, sonra kendine güvenli bir havayla yüzünü tavana çevirir ve parmağını ant içmeyle tehdit arası bir edayla sallayıp sözünü bitirirdi.
Bazen ellerini arkasında kavuşturur, odayı dört döner (Ragıp Dayı “volta atmak” derdi buna), arada durur, bazı şeyleri tekrar eder (emir kipi, soru cümlesi gibi tonlar sezilir sesinde), sonra yürümeye devam eder, derken birden dururdu; bize dönüp söylediklerini yavaş yavaş tekrar ederken Anne ya da Feris girer ve kolundan tutup onu koltuğuna oturturdu. Bizi hemen dışarı çıkartıp sakinleşmesini beklerlerdi. Ağbisi Ragıp bile böyle durumlarda o odadan uzak durur, Anne eliyle Anneanne’ye ulaştırılmak üzere pusulalar verirdi bize.