Bir Zamanlar, Bir Ülkede… – Masalların Kısa Tarihi
Yazar: Marina Warner
ISBN: 978-975-08-4381-5
Tekrar Baskı: 3. Baskı / 03.2022
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 01.2019
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Orijinal Adı | : Once Upon a Time - A Short History of Fairy Tale |
Sayfa Sayısı | : 176 |
Boyut | : 13.5 x 21 cm |
Tekrar Baskı | : 3. Baskı / 03.2022 |
“Bir Zamanlar Bir Ülkede… – Masalların Kısa Tarihi”
Kötü kalpli kraliçeden masum prensese, hain kurttan kırmızı başlıklı kıza, uçan halılar, sihirli anahtarlar,hiçlikten bitenler, uyuyan devler, konuşan hayvanlar, ölüp dirilenlerle örülmüş hikâyeler, çocukluğumuza ve yetişkinliğimize yüzyıllardır sızıp duran masallar…
Marina Warner’ın yıllarını adadığı çalışması, masalların hem kuşaklar hem de farklı kültürler arasında akıp giden, esneyip katılaşan, evrilip yeniden kurulan, evcilleşen, kimi zaman kirli emellere alet edilmiş değişimine sihirli bir ayna tutuyor. Bu aynada kötü kalpli kraliçe, bizlere kibirle gülümsüyor; hikâye, sandığımızdan daha derin. Develer tellâl, pireler berber iken anlatılmaya başlamış masallar hakkında yapılmış bu çok yönlü araştırmayı okurken beşikte tıngır mıngır sallandığınız günler gelebilir hatırınıza.
Marina Warner’ın şairane anlatımını, Güven Turan usta çevirisiyle aktarıyor “Bir Zamanlar Bir Ülkede… – Masalların Kısa Tarihi”nde ve ilgiyle okunacak, kıymetli bir metin çıkıyor ortaya.
Gökten üç elma düşmüş…
Çok az insan şimdilerde perilere inanır ama geçmişin inanç sistemlerinde güçlü bir baş rol oynamışlardır ve bu da her zaman iyilik dolu değildir. Cadılar gibi periler de korkunç davranışlarla sonuçlanan ürkünçlüklere ilham vermiştir, hem de uzak bir geçmişteki modern öncesi toplumlarda değil daha yakında olanlarda: Kral I. James zebanilere inanırdı. Perilerin bu tarihle dolaşık bir ilişkisi vardır, çünkü öyküler tuhaflıklar, hurafeler kümesi içinde gelişir ve elfler ya da cinler gibi doğaüstü varlıklar etrafında döner ama aynı zamanda, uzun ve farklılıklar gösteren gelişme içinde ilintili olan korkulara aldırmamak gibi bir durum da vardır. Bugün masal teriminin içinde gizli anlatılan bir öykünün inandırıcı olmadığı, ciddi bir bağlılık ya da inanca layık olmadığı yer alır. Bu durumuyla masallar çift yüzlüdür: Bir yandan inancın geçmiş alemine bakar; öbürüyle de bugünün kuşkuculuğuna. Ussal ya da dinsel bir denetim gücünün etkisinde olmayan bir dünyaya girişin zevkini sunarlar. Tolkien, söz konusu denemesi “Peri Masalları Üzerine”de “ejderhaların gerçek olmalarını nasıl derin bir arzuyla” istediğini hatırlar. Bu arzuyu hissetmiştir çünkü “ejderhanın üstünde perilerin alameti farikası açıkça yazılıdır” diye devam eder. “Varlığı hangi dünyada olursa olsun bu Öte-Dünya’dır. Hayal gücü, Öte-Dünyalar yapma ya da onlara bakabilme Faërie arzulamanın tam kalbidir.” Masalların keşfe çıktığı Öte-Dünyalar yazarlara ve masal anlatıcılara Öte’nin diliyle konuşma imkânı verir, özellikle hayali yerlerin yerli yaşayanları belirli geçerli bir inanca bağlı olmayıp bu nedenle de inanç ya da reddi dayatmadığında. Dinin yasaları dışında konuştuğunda dil son derece özgür olabilir.
Öcü Baba Yaga uçan bir havan ve havan eliyle yol alır (Resim 1) ve ormandaki ininin tahta perdelerinde asılı kurbanlarının kafataslarını lamba olarak kullanırken miyop Alman kuzeni “Hansel ve Gretel”de evini zencefil kurabiyesinden yapar; Fransız fées ve İtalyan fate çok güzeldir, uzun boylu ve gösterişlidir, ve cinler, bicikler [hobgoblin], pixie’ler gibi Kelt geleneğinin alacakaranlıkta toplaşan mini mini güruhundan çok, öykülerdeki muhteşem ve baştan çıkarıcı hanımefendilere daha çok benzerler. Farklı kültürler, masal dünyasının ahalisi için farklı hayali biçimler ortaya koyar: Binbir Gece’nin cinleri duman gibi, ürkütücü, havaîdir ve durmadan büyür küçülürler, bazen çarpık çurpuk ve korkutucu, bazen zarif ve benzersiz bir güzelliktedir; Kur’an’da yer aldıkları ve Orta Doğu İslam Kozmoğrafyasının bir parçası olduklarından kendi anavatanlarında öyküleri bir başka türlü okunur.