Lady Chatterley’in Sevgilisi
ISBN: 978-975-363-767-5
Tekrar Baskı: 12. Baskı / 04.2024
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 01.1998
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Orijinal Adı | : Lady Chatterley's Lover |
Sayfa Sayısı | : 336 |
Boyut | : 13.5 x 21 cm |
Tekrar Baskı | : 12. Baskı / 04.2024 |
“Bu kuru söz kalabalığı, sana dokunamadığım için. Seni kollarıma alıp yuyabilseydim, bunca mürekkep şişede de durabilirdi. Birlikteyken gene erdemli kalabilirdik. Ama bir süre ayrı olmamız gerekiyor, gerçekte böylesi de daha iyi. Ah kesinlikle güvenebilsek geleceğe…”
Birinci Dünya Savaşı sonrasının açgözlü, kısır, doğadan gitgide kopan ortamında, bir Lady ile bir koru bekçisi arasındaki tutku dolu ilişkiyi anlatan bu roman, yayımlandığı pek çok ülkede büyük tartışmalar doğurmuş, D. H. Lawrence’ın ülkesi İngiltere’de sansürsüz basılabilmek için yazarının ölümünden otuz yıl sonrasını, 1960 yılını beklemişti.
D. H. Lawrence’ın değişikliklerle art arda üç kez yazdığı metni son biçimiyle, Akşit Göktürk’ün Türkçesinden sunuyoruz.
Lady Chatterley’in Sevgilisi, kadınla erkek arasındaki ilişkinin sonsuz olanaklarının bireyin yaşamına getirdiği yenilenme ile coşkunun araştırılması; yirminci yüzyılda yazılmış en güzel aşk romanlarından biri.
Lawrence’ı okumak, biçimi ve söz sanatını yıkıp geçmiş, insanın karşısına çıplak halde çıkmış bir kişilikle temas halinde olduğunuzu hissettirir. – Anthony Burgess
Lawrence dünyanın gizeminin daima şiddetle farkındaydı ve bu gizem onun için daima ilahi bir şeydi. – Aldous Huxley
Connie ile Clifford 1920 yılının güzünde evleri Wragby'ye geldiler. Kardeşinin, verdiği sözden dönmüş olmasına içerleyen Miss Chatterley evden ayrılmış, Londra'da tuttuğu küçük bir katta yaşamaya başlamıştı. Wragby, on sekizinci yüzyılın ortalarında yapılmaya başlanmış, hiçbir özelliği bulunmayan çevresi içinde kocaman, gösterişli bir yurtluk oluncaya değin eklerle büyütülmüş, kahverengi taştan, uzun, basık bir evdi. Yaşlı meşe ağaçlarıyla dolu, oldukça güzel bir parkın ortasında, bir tepedeydi, ne yazık ki hemen yakınında Tevershall kömür ocağının buğulu duman bulutlarıyla tütüp duran bacası, tepenin nemli, puslu eteklerinde de parkın hemen hemen kapısından başlayarak, bütünüyle umarsız bir çirkinlik içinde bir mil boyu uzanan kaba, darmadağın Tevershall köyü görünüyordu: Evler, insana direngen, bomboş bir gönül darlığı veren, yere kapaklanmış kara taş-tahta çatılarıyla, keskin köşeleriyle, dizi dizi, tiksinç, küçük, kirli tuğla evler.