Âdem’le Havva’nın Güncesi ve Seçme Öyküler
ISBN: 978-975-08-1152-6
Tekrar Baskı: 19. Baskı / 09.2023
YKY'de İlk Baskı Tarihi: 11.2006
YKY İnternet Satış Fiyatı
Siparişiniz en geç 2 iş günü içerisinde kargoya teslim edilir.
Sayfa Sayısı | : 152 |
Boyut | : 13.5 x 21 cm |
Tekrar Baskı | : 19. Baskı / 09.2023 |
Twain’in kadın erkek ilişkilerinin evrensel değişmezlerini tadına doyulmaz bir mizah duygusuyla kaleme aldığı “Âdem’le Havva’nın Güncesi” aynı zamanda gelmiş geçmiş en güzel aşk hikâyelerinden biri. Bu derleme “Âdem’le Havva’nın Güncesi”nin yanı sıra Twain’in “Calaveras İlinin En Hızlı Sıçrayan Kurbağası”, “1.000.000’luk Banknot”, “Çalınan Fil” gibi en ünlü öyküleriyle birkaç güzel kısa öyküsünü içeriyor.
Pazar
O derin uykuya daldığım sırada başıma bir şeyler gelmiş olmalı. Göğsümün sol yanındaki yara izinden anlıyorum bunu. Acı falan duymuyorum ama yeni yaratığın daha ilk ortaya çıkışıyla böyle bir yara izi bırakması, beni pek de mutlu olayların beklemediğini getiriyor aklıma.
Pazartesi
Bu uzun saçlı yeni yaratık bir an bile eksik olmuyor çevremden. Ne yana dönsem karşımda, nereye gitsem ardımda. Hoşuma gitmiyor bu iş. Yanımda başka birinin bulunmasına alışık değilim. Keşke öbür hayvanların yanına gitse de rahata kavuşsam... Hava bulutlu bugün. Rüzgâr doğudan esiyor. Belki de bizi iyi bir yağmur bekliyor. Bizi mi? Ne demek “bizi”? Bu sözü de nerden öğrendim durup dururken? Haa, öyle ya, yeni yaratık hep böyle diyor konuşurken.
Salı
Yeni yaratık hiç aralıksız konuşuyor. En hoşlandığı şey de her gördüğü nesneye bir ad takmak. Benim şu çok sevdiğim büyük çağlayana Niagara adını taktı. Neden öyle dedi, bir türlü bilemiyorum. Sözde, Niagara adına benzer bir görünüşü varmış bu çağlayanın. Budalalıktan, şımarıklıktan başka bir şey değil bu yaptığı.
Ben artık hiçbir şeye ad takamaz oldum. Yeni yaratık, karşımıza çıkan her şeye, daha ben ağzımı açmaya kalmadan bir ad koyuveriyor. Koyduğu her adı da aynı nedenle açıklıyor: Öyle bir görünüşü varmış o nesnenin. Dudukuşunu örnek alalım. Sözde insan bu yeni kuşa daha ilk bakışta, onun Dudu’dan başkası olamayacağını hemen anlayabilirmiş. Dudu dedi, Dudu kaldı kuşun adı tabii. Öfkeden bitkin düşüyorum artık, ama bana mısın demiyor. Dudu! Gerçekte, ben ne kadar dudu isem o kuş da o kadar dudu!